Marmara’da birliğimizi ve akademik boykotu kararlı adımlarla büyüteceğiz!
Marmara’dan olmaz düşüncesi hakimdi ancak olur. Bu karamsar atmosferi kendi bölümünde değiştirmek, bu karanlığa kendi bölümümüzden bir gedik açmak için harekete geçersek olur.

Fotoğraf: Evrensel
Fidan Çelik
İstanbul
Ekrem İmamoğlu ile birlikte 106 kişinin gözaltına alınmasının ardından sayısız eylem gerçekleşti.
Bu eylemlerden ilki İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin çağrısıyla İstanbullu üniversitelilerin buluştuğu Beyazıt eylemiydi. Eylemdeki ısrar, sayımızın kalabalıklığı, birliğin gücüyle eylem polis müdahalesine rağmen gerçekleşti, barikat aşıldı. Hatta eylem Saraçhane’ye taşındı. O günden itibaren Marmaralılar Saraçhanede, Kadıköy’de ve Beyazıt’ta ve Maçka’da ve Göztepe Kampüsünde buluştu
İlk günden itibaren “Marmara’dan olmaz” duygusunun hakim olduğu bütün tartışmalara yansıyordu.
Ancak bu duygu ve geçmişin olumsuz deneyimlerinin yükü, birliğin ve planlı adımların gücüyle yerini umuda bıraktı. Marmara’dan olmaz sözü yerini “Nasıl yapalım” sorusuna bıraktı.
Neler olmuştu?
Tek adam yönetiminin uzun yıllar saldırdığı bir üniversite olarak kuşatıldı Marmara.
Yönetimle iş birliği yapan çetelerin cürmünden büyük lafları ve yarattığı gerilimler kampüste bir korku atmosferi estiriyordu.
Rektörlük kulüpleri bürokratik ve fiili sayısız yolla yıprattı. Hocalarımızı okuldan attı, yerlerine yerleştirdiği kadrolarla eğitim niteliksizleşti. Üniversiteyi Başıbüyük’e taşıdı ve hatta adını RTE Külliyesi koydu.
Tek adam yönetimi memlekette antidemokratik hangi adımı attıysa Marmara rektörü aynı adımı harfiyen kampüste uyguladı. İstanbul’daki diğer devlet üniversitelerine göre bu adımlar daha sert ve hızlı görünür oldu.
Ancak; hedefi antidemokratik üniversite, motivasyonu sermayeye peşkeş çekmek olan çok benzer adımlar diğer tüm üniversitelerde de uygulandı, uygulamak için tüm rektörler canla başla çalıştı.
Rektörlere engel olan, onları yavaşlatan, kazanılmış haklarımıza yönelik saldırılarını püskürten tek bir şey vardı: Örgütlü mücadele.
Üniversiteli gençlik uzun yıllardır kazanılmış haklarının geriletilmemesi için tüm antidemokratik uygulamalarla “Parasız bilimsel demokratik üniversite” sloganıyla mücadele ediyor. Bu talebi tamamen kazanabilmiş değil. Ama bu talebin içeriğinde sahip olduğu, elinde kalan ne varsa mücadelesi sayesinde. Ve yarın geri alınacak ve ilerletilecek ne varsa, yine örgütlü mücadele sayesinde olacak.
Tam da bu yüzden, Marmara’dan olur. İÜ’de Yıldız’da İTÜ’de BOUN’de ne olduysa Marmara’da da olur. Sınıflar, fakülteler ve kulüplerde bir araya gelen, Marmara’dan olur diyen tüm sıra arkadaşlarının birbirini bulmasıyla olur. Bu karamsar atmosferi kendi bölümünde değiştirmek, bu karanlığa kendi bölümümüzden bir gedik açmak için harekete geçersek olur. Kulüpleri birliğimizin bir alanı haline getirirsek olur. Ne olacağı ve nasıl olacağı ise mücadele etmek için yan yana gelenlerin konusudur. Şimdi bu alanın adı Akademik boykot kararı, birleşmenin adresi ise seçilen boykot komitesidir!
Elbette her şey Marmara’dan olmaz. Daha büyük talepler daha büyük kitlelerle birleşmenin konusudur. Tam da bu sebeple, demokrasi ve adalet talebinin gelecek mücadelesiyle birleşmesinin vaktidir. Parasız, bilimsel demokratik eğitim talebimizin ayak bastığı zemini, eşitlik ve özgürlük mücadelesiyle genişleteceğiz.
Üniversite hareketinin bugün yansıyan dinamiği tek adam yönetiminin tüm iktidarı boyunca saldırdığı haklarla oluştu. Ancak hareketin bileşenleri aynı zamanda bu adımların sonuçlarından oluştu, onun içinde yetişti.
Örgütlü alanların dağıtılması, kardeşlik ve birlik duygusunun ayrıştırıcı, bölücü politikalarla zayıflatılması bunlardan en önemlisi. Alanlarda gezi hareketi ile yapılan karşılaştırmalar, sloganlarda duyulan milliyetçi söylemler kuşkusuz bu farka işaret ediyor. Ancak bu farkı öne çıkarmak hem durumu olduğundan daha büyük hale getiriyor hem de nasıl değiştirileceğine işaret etmiyor. Bütün sıra arkadaşlarımızın birliğini korumak, birlikte öğrenmeyi, kitlelerin içinde değiştirmeyi öncelemek en temel ihtiyacımız. Ortak taleplerimiz bu olduğundan büyük gibi görünen engeli aşmak için en güçlü aracımız.
Her yönetim kendi tarihiyle anılır. Tek adam yönetimi bugüne kadar Türkiye gençliğinin tüm talepleri, tüm özlemleri karşısında attığı faşist ve gerici saldırılarla anılacak. Ama sonunun nasıl olacağı, tek adamın tarihine nokta koyanlar belirleyecek. Ve bunu nasıl yaptıkları, geleceği belirleyecek. Sıra arkadaşlarımıza bu gerçeği anlatacağız. Tek adam yönetiminin karşısına hangi taleplerle, hangi politikayla çıkacağımızın yarını belirleyeceğini anlatmalıyız.
22 senelik iktidarı boyunca Türkiye gençliği kimi zaman irili ufaklı kimi zaman çok daha görkemli pek çok mücadeleyle karşılaştı. Biz bu mücadelelerin bütününde “Parasız bilimsel nitelikli ve demokratik eğitim” talebini görüyoruz.
Kendi tarihimizi hatırlayalım. Atanmış rektörlere, yemekhane zamlarına, kötü yurt koşullarına, ulaşım zamlarına, akademinin susturulmasına, bilimsel eğitim yerine geçirilen hurafelere, meslek kaygılarına, çocuk işçiliğe sürüklenmeye, MESEM’lere, okurken çalışmak zorunda kalmaya karşı sayısız mücadele verdik.
Bugün esen birlik, mücadele ve dayanışmanın adımlarını yıllardır süregiden mücadelelerle örgütledik.
Bütün eylem alanında birbirimizi tanıyor oluşumuzun, birbirimize güveniyor oluşumuzun sebebi budur, çünkü biz aynı koşullarla sınananlarız. Dün fakültelerde, atölyelerde lise dersliklerinde bir fısıltı olarak gezen ya hep beraber ya hiçbirimiz, bugün gür bir sesle söyleniyor, çünkü herkes bu çağrıya yanıt alacağının güveniyle hareket ediyor.
Bu güveni sağlamlaştırmak, mücadele araçlarımızı güçlendirmekten geçiyor. Eylemlerde yaratılan birlik duygusunun tüm talepleri kazanmak üzere genişletilmesine ihtiyacımız var. Şimdi bunun tam sırası.
Hayatı örgütleyenler tüm koşulları bizim aleyhimize örgütledi. Bu sebeple önümüze çıkan engeller de çok çeşitli. Ama sonu gelecek. Çünkü önümüze çıkan ilk ve en büyük engeli yendik. Birbirimize güvenmeyi, birbirimize kulak kesilmeyi tanıdık.
Şimdi, seçilen boykot komiteleriyle hayatı kazanmak için hayatı durdurmaya devam edeceğiz!
Evrensel'i Takip Et